//-->

GAMEPVPSERVERLAR.TR.GG

F1kralar

SAYFA 1:
 
Geç Yiğidim
 
Hoca Akşehir’de bir akşam evine dönerken karşıdan iri yarı bir köpeğin geldiğini görür. İster ki köpek kaçsın veya kenara çekilsin ama hayvan üstüne üstüne gelmekte. Korkutmak için köpeğe hoşt der ama ne çare ki köpek cevap olarak kocaman dişlerini göstererek hırlar. Hoca bakar ki iş kötü, pabuç pahalı hemen kenara çekilir ve hafifçe eğilerek köpeğe döner:
 
- “Geç yiğidim geç!...”
 
 
 
Komadılar
 
Nasreddin Hoca bir gün at pazarına gider, bir beygir almak ister. Buna bir katır getirirler, beygirdir bunu al, derler. Hoca da bu katırdır, bilirim, dediği halde ısrar ederler. Hoca çaresiz kalıp katırı alır. Üzengi vurup üzerine bineyim derken, katır bir çifte atar. Hoca da:
 
- “Bilirim sen benim bildiğim eski katırsın, beni bana komadılar”
 
 
 
O Bizden Daha Kirli
 
Hoca bir gün göl kenarında karısıyla birlikte çamaşır yıkamaya gider. Tam işe başlayacakları sırada bir karga gelir ve sabunu kaptığı gibi havalanır. Karısı:
 
- “Yetiş efendi sabunu kuş kaptı” dediyse de Hoca kılını bile kıpırdatmaz. 
 
- “Telaşlanma karıcığım baksana simsiyah olmuş zavallı, o bizden daha kirli, varsın temizlensin.”
 
 
 
 
Kurdun Kuyruğu
 
Nasreddin Hoca ve arkadaşı kurt avına gitmiş. Arkadaşı kurdun inine girmiş, Nasreddin Hoca da inin önünde bekliyormuş. O sırada kurt inine geri dönmüş. Nasreddin Hoca'da kurt içeri girerken kuyruğundan yakalamış. Kurt eşinmeye başlamış, ortalık toz duman içinde kalmış. Nasreddin Hoca'nın arkadaşının gözüne toz gitmiş. Onun bir şeyden haberi olmadığından içerden bağırmış. 
 
- “Hoca efendi bu toz duman da neyin nesi? Nereden geliyor?” Diye sorunca, Hoca demiş ki: 
 
- “Eğer kurdun kuyruğu koparsa, tozun nereden geldiğini anlarsın”
 
 
 
Göl Kuşları
 
 
 
Hoca, bir gün eşeğine binmiş, uzak bir yere gidiyormuş. Hava çok sıcak olduğundan eşek yorulmuş ve susamış. Bir göl görmüş ve eşeği sulamak ve dinlendirmek için göle doğru sürmüş, eşek de suyu görünce koşmaya başlamış ve nerdeyse hocayı düşürecekmiş. Göl kenarına gelince eşek göldeki kurbağalardan ürkmüş ve durmuş. Hocada düşmediği için sevinerek, eşekten iner ve cebinden çıkardığı bozukluk paraları göle atarak; 
 
- “Aferin göl kuşları. Bu parayla helva alıp yeyin,” demiş.
 
3 yaşlı amca
 
: 3 tane yaşlı amca bigün oturuyurlarmış 1 tanesi demişki 
 
- "ben artık merdiwenleri bile çıkamıyorum"
2.sidemişki 
- "benim de kulaklarım duymuyo"
3.sü dedemişki 
 
- "allaha şükür benim öyle bi derdim yok" demiş kulağını çekip masaya vurmuş sonrada kapıya dönüp "kimo" demiş .
 
Adanalı
 
: Bir gün bursalı ibneyle adanalı ibne konuşuyorlarmış. adanalı anlatmaya başlamış. 
 
- "Bizi önce döviler. Dağa götüriler. Dağda işlerini göriler. Sonra tekrar döviler. Orada bırakıp döniler." Bursalı anlatmaya başlamış. 
 
- "Bizi önce arabaya alıyorlar. Sonra hamama götürüyorlar. Yıkanıp temizlendikten sonra otele götürüyorlar. İşlerini görüp bi miktarda para veriyorlar. Sonrada aldıkları yere tekrar bırakıyorlar."
 
Bunları duyan adanalı ibne :
 
- "Uyyyi bu imkanlar adanada olsa alayi ipne olirdiii." 
 
ayı bu
 
Bir avcı, evine gelen misafirlerine eski bir ayı
postunu göstererek der ki: "Bu ayıyı Bolu ormanlarında
vurmuştum."
 
Misafirlerden biri, bu palavraya inanmayıp
sorar: "Nasıl olur? Bu kutup ayısıdır. Bolu'da
bulunmaz."
 
Avcı gülümseyerek cevap verir:
"Kardeşim ayı bu. Buranın kutup olmadığını, Bolu ormanları
olduğunu nereden bilsin?"
 
Başçavuş Albayı tutuklayacakmış
 
Albay, binbaşıya: -Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün. Binbaşı, yüzbaşıya: -Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır. Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış.
Bugün 5370 ziyaretçikişi burdaydı!
1/301 2 3 4 » Son
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol